Topçam İzcilik ve Spor Kulübü

Topçam İzcilik ve Spor Kulübü Teknik İzcilik Bilgileri

Yabani Hayvanlarla Karşılaşma

YABANİ HAYVANLARLA KARŞILAŞMA



Doğada çok büyük sorun yaratmasa bile yabani hayvanlarla karşılaşmak istenen bir şey değildir. Hele bu hayvan bir ayı ise korkutucu bir şeydir. Doğaseverler doğayla barışık insanlardır. Yanlarında silah götürmezler, silah götüren ise bana göre doğasever değildir. Tam 30 yıldır doğaya giderim tek bir yabani hayvandan bile zarar görmedim ama insanlardan çok zarar gördüm. Ayrıca bir yabani hayvanla karşılaşırsanız bile bazı özel durumlar dışında hayvanın kaçma olasılığı çok yüksektir. Bu derste bazı hayvanlarla karşılaşmadan önce ve karşıladıktan sonra neler yapılması gerektiği detaylı olarak anlatılacaktır. Bazı hayvanlar bulunduğunuz coğrafya nedeniyle size uzak gelebilir ama dünyanın ne kadar küçüldüğünü sakın unutmayın. İstanbul'da olan birinin iki gün sonra bir tropikal ormanda çadır kurma olasılığı hiç de az değildir.
Yabani hayvanlara asla yiyecek vermeyin. Özellikle yavru hayvanlara vereceğiniz yiyecekler onların doğada yiyecek bulma yeteneklerinin kaybolmasına neden olur. Üç yıl önce 2012 yılının eylül ayında Kızılcahamam Soğuksu Milli Parkında yaptığımız kampı bir ayı ziyaret etti ve sucuk ekmek verinceye kadar bekledi, gitmedi. Karnını doyduktan sonra da kampın etrafında oynadı durdu. Bunun nedeni mili parka pikniğe gelenlerin sürekli olarak ayıya yiyecek verip onu kolay yiyecek bulmaya alıştırmaları olmuş.

Timsah

Dünyanın birçok yerinde timsahla karşılaşma riski bulunmaktadır. Özellikle Afrika, Asya, Avustralya ve Amerika kıtalarında vahşi yaşamı merak edenler bu riski göz önünde bulundurmaları gereklidir.

Karşılaşmayı Önleme

Timsahlarda başınızın belaya girmemesinin en garantili yolu onların bulunduğu yerden uzak durmaktır. Timsahlar Afrika'nın, Asya'nın, Amerika'nın ve Avustralya'nın tropikal bölgelerinde bulunurlar ve türe bağlı olarak hem tatlı hem de tuzlu suda yaşayabilirler. Tropikal bir bölgede yaşıyorsanız veya her hangi bir amaçla tropikal bir bölgeyi ziyaret ederseniz suya yaklaşmadan önce timsah olup olmadığını mutlaka sorun. Yerel halk bu konuda çok tecrübelidir ve size almanız gereken tedbirleri mutlaka söyleyeceklerdir. Özellikle uyarı levhalarına çok dikkat edin. Çünkü timsahların saldırılarının neredeyse tümü su içinde veya suya yakın kıy kenarında gerçekleşir. Suda olmamanız timsah saldırısına uğramayacağınız anlamına gelmez.
Timsahlar genellikle çok miktarda çamur ve bitki örtüsü ile kaplı durgun sularda ve bu suların civarındaki bataklıklarda yaşarlar. Ayrıca göl, gölet, nehir, haliç, yapay kanallarda yaşarlar. Bazen bir yüzme havuzunda bile timsah görmek mümkün olabilir. Tuzlu su timsahları okyanus kumsallarında ve hatta açık denizde gezinirken görülebilir.
Timsahların yaşadığı sulara yüzmek tehlikeyi çağırmak demektir. Ancak timsahlar bazen balık tutan veya su kenarında yürüyen insanlara da saldırabilirler. Gövdelerine göre ilk hareketleri çok hızlıdır. Bu nedenle ani saldırılarından kaçmak zor olabilir. Aynı şekilde timsahların teknelere saldırması, tekneyi devirmesi veya tekneden insanları kapması bilinen vakalar arasındadır.
Timsahlar her an saldırıya hazırdır ancak en tehlikeli saatleri akşam karanlığı ile gecedir. Bu nedenle bu tür yerlerde gün boyu sudan uzak kalmaya çalışın ama özellikle akşam romantizmi yaşamayı asla düşünmeyin. Bu tür yerlerde akşam saatlerine veya gece fenerinizi kıyıya tuttuğunuzda bir çift parlayan timsah gözü görmeniz mümkün olabilir.
Timsahlar üreme dönemlerinde daha saldırgan olurlar. En tehlikeli dönemleri bu dönemdir. Bu dönemlerde sudan çıkarak yumurtalarını karaya bırakırlar. Bu da onlarla karada karşılaşma olasılığını artırır. Yerli halktan timsahların üreme dönemleri hakkına bilgi alabilirsiniz. Eğer yürüyüşleriniz sırasında içinde timsah yumurtası olan bir yuva görürseniz saldırıya uğrama olasılığınız çok yüksektir. Bu durumda önce hızla kendi etrafınızda dönerek etrafınızı görün sonra da en güvenli yol olan geldiğiniz yoldan panik olmadan, sessizce ve etrafınızı kontrol ederek geri dönün. Özellikle anneler yuvalarını koruma konusunda çok acımasızdırlar. Suya yakın bol bitki örtüsü ile kaplı yerler her zaman tehlikeli yerlerdir.
Timsahlar tam bir kamuflaj ustasıdırlar. Suya dikkatli bakın. Bazen bir timsahın burun deliklerini görebilirsiniz. Özellikle çamurlu veya karanlık sularda bitki örtüsünün fazla olduğu yerlerde timsah bulunma olasılığı çok fazladır. Onları göremezseniz bile oralarda bir yerlerde olduklarını asla unutmayın.
Diğer sürüngenler gibi tehlikede olduğunu hissettiğinde timsah da tıslama sesleri çıkarabilir. Bir tıslama sesi duyarsanız sesin nereden geldiğini belirlemeye çalışın ve ters yönde olabildiğince sessiz ve hızlı bir şekilde uzaklaşın
Küçük çocukların su kenarı yakınında oynamasına izin vermeyin. Timsahlar daha küçük avları tercih ederler ve ne yazık ki kayıtlarda küçük çocuk saldırıları oldukça fazladır.
Timsah veya timsahları beslemeyin. Bu hayvanlara beslenmek, onlara insanlardaki doğal güçsüzlüklerini kaybetmelerini ve insanları besinle ilişkilendirmelerini öğretir. Onları asla beslemeyin ve suyun içine yenilebilir çöp atmayın. Kendi yaşam ortamlarında onlara zarar vermeye hakkınız yoktur.
Timsah riski olan yerlerde kamp yaparken, kampınızı sudan uzak bir yere kurun. Eğer buralarda kamp kurmak zorunda iseniz çadırınızı sudan en az 4-5 metre yükseğe ve en az 50 metre uzağa kurun. Daha önce kamp kuranların burada yiyecek bırakmadığında emin olun. Eğer çöp veya yiyecek artığı varsa burası timsah tarafından bilinen bir yerdir. Bu neden buraya kamp kurmayın ve çöpleri de buradan temizleyerek alanı steril hale getirin. Gıdaları güvenli bir şekilde saklayın. Tüm gıda kalıntılarını ve çöplerini kampınızdan uzaktaki güvenli teneke kutulara koyun

Karşılaşma Anı

Mümkün olduğu kadar timsahlardan uzak durulmalıdır. Timsahlar ile aramızdaki asgari güvenli mesafe en az 25 metredir. Teknelerin ise 10 metreden fazla yaklaşmamaları gereklidir. Büyük timsahlar, insanların düşündüğünün aksine bir anda saatte 60 kilometre hızlanarak teknede kenarındaki birini kapabilir. Sadece yatay değil dikey olarak da fırlayabildikler için timsah bulunan nehirlerde su kenarlarında veya teknenin kenarında durulmaması gerekir.
Asla ve asla bir timsaha veya bir timsah yuvasına yaklaşmayın. Tesadüfen bir timsah yuvası bulduğunuzda yavruları şirin gelebilir. Ama yapacağınız ilk şey hemen yuvanın kenarında etrafınızı iyice kontrol ettikten sonra uzaklaşmak olmalıdır (Şekil 12.1)
Eğer timsahların yaşadığı bir nehre düşerseniz kesinlikle çırpınmayın. Çırpınmak ve bağırmak timsahların hemen dikkatini çeker ve size doğru gelmelerine neden olur. Sakince ve çok hızlı bir şekilde kıyıya doğru yüzün ve fazla gürültü çıkarmayın. Yapabiliyorsanız nefesinizi tutarak su altından gidin. Timsahların dikkatini çekmeden gitmenin en mantıklı yolu budur.
C:\Users\PC1\Desktop\Timsah 8.jpg
C:\Users\PC1\Desktop\Timsah 10.jpg
C:\Users\PC1\Desktop\timsah 6.jpg
C:\Users\PC1\Desktop\Timsah 14.jpg
Şekil 12.1. Kamp yeriniz timsahların etki alanından uzakta olmalıdır. Yürüyüş esnasında gördüğümüz timsah yuvalarından uzak durmalıyız. Timsah bulunan sularda dere kenarına hem çocukların hem de sizin yanaşması yaşamsal riskler taşır (Hynes, 2012).
Karada bir timsah ile karşılaşırsanız sakin olun ve bölgeyi yavaş yavaş terk edin. İyice uzaklaşmadan timsaha sırtınızı dönmeyin. Kesinlikle hayvana yaklaşmaya veya saldırmaya çalışmayın. Timsah size saldırırsa kaçın çünkü timsah ani saldırılar dışında karada çok hızlı değildir. Suda saatte 60 kilometre hıza ulaşabilen timsahlar karada en fazla saatte 10 kilometre hıza ancak ulaşır. Bu da sizin kısa mesafelerde ondan kaçabileceğiniz anlamına gelir. Bazı kaynaklarda timsahtan kaçmak için zikzak yapmanın faydalı olduğu söylenir ama bu size hız açısında bir şey kazandırmaz. Yapacağınız yek şey hızlı ve düz koşmak olmalıdır.

Saldırıdan Kurtulmak

Sakin olmanız ve stratejik düşünmeniz gereklidir. Timsah saldırısı sırasında ne kadar sakin kalırsanız kurtulma şansınız o kadar fazla olur. Timsah saldırı sonrası ısırıp bırakırsa, saldırıyı avlanmak için değil kendini veya yavrularını savunmak için yapmıştır. Bu durumda sinirlenip timsaha saldırmak yerine hıza o noktadan uzaklaşın.
Ancak timsah sizi kaparsa arkasında sizi suya çekmeye çalışacaktır. Bu durumda siz suya çekmeden saldırarak kendinizi kurtarmaya çalışmalısınız. Olanağınız varsa bunu yaparsanız muhtemelen sizi bırakacaktır. Çünkü timsahlar avını suya çekmeye çalışırken onların sadece direnmesiyle karşılaşırlar. Onların kendilerine saldıracağını hiç düşünmezler. Bu da onları şaşırtır. Soğukkanlı olursanız timsahtan kurtulma şansınız olabilir.
İkinci olarak kafasına vurmaya çalışın. Bu arada yanınızda olan diğer insanlar da kafasına vurarak timsahın sizi bırakmasını sağlayabilirler. Saldırıdan kurtulmayı başardığınıza zaman geçirmeden tıbbi yardım isteyin. Timsah saldırıları çok fazla doku hasarı ve kan kaybına neden olabilir. Bu hayvanlar ağızlarında çok fazla miktarda bakteri barındırırlar. Küçük bir ısırık bile hemen tedavi edilmezse enfeksiyona neden olabilir.

Ayı

Ayılar, doğanın en görkemli canlıları arasındadır. İnsanlar ayıdan korkmalarına rağmen içten içe onlara sempati de beslerler. Özellikle ayı yavruları diğer diğer yabani hayvanların yavrularına göre insanların gözüne daha sevimli gözükür. Ancak ayı saldırılarının çok büyük bir bölümünün ayı yavruları yüzünden olduğunu unutmamak gereklidir. Büyük ve ürkütücü olmalarına rağmen doğaseverlerin büyük bir bölümü bir ayı ile aynı bölgede olmaktan çok rahatsız olmazlar. Ayılar akıllı hayvanlardır ve çok zorda kalmadıkça insanlarla aynı alanda olmayı pek tercih etmeyip hemen yer değiştirirler. Bunun nedeni insandan gelecek zararın ne olduğunu çok iyi bilmeleridir. Bir insan için ayı görmek ürkütücü olsa da unutulmaz bir deneyimdir. Ancak ayıya çok yaklaşırsanız bu bazen vahim sonuçlara neden olabilir. Ayı ne kadar insan ile karşılaşmaktan hoşlanmaz ise de karşılaştığı zaman da kendini koruma adına saldırganlaşabilir. Birkaç vaka dışında ayının insan yediği görülmemiştir. Ayı ile karşılaşmaların çoğu ölümle de bitmez. Bu ayıyı karşında gören insan davranışı ile de ilgilidir. Daha çok ciddi bir dayak atar ve gider. Bu dayaktan kurtulan da olur yaşamını yitiren de. Ancak ayıların büyük ve güçlü hayvanlar olduğunu ve ayı ile insan karşılaşmalarında yaşamsal riskler olduğunu asla unutmamak gereklidir.

Ayı ile Karşılaşmalarım

Gerek mesleğim gerekse yaptığım spor nedeniyle birçok kez uzaktan ayı gördüm. Ancak birkaç kez de oldukça yakından da gördüğüm oldu. Ayı ile ilk karşılaşmam 1995 yılında Kaçkar dağlarının Yusufeli tarafında, Hevek çayının kenarında örnek alırken gerçekleşti. Çayın kenarında çaydan yaklaşık 10 metre uzakta, bir kayadan örnek aldım ve örneğin üzerini yazmak için oturduğumda derenin karşı kıyısında suyun kenarında bir şeylerle uğraşan bir ayı ile bir anda göz göze geldim. Panik halinde elimdekileri atarak yokuş yukarı koşmaya başladım. Kısa süre içinde nefes nefese kaldım. Arkamdan gelen de yoktu. Geri döndüğümde ayının derenin karşı yamacındaki büyük sırtı aşmış olduğunu gördüm. O halâ koşuyordu. O benden daha çok korkmuştu. Sırtı bitirince durdu ve geri dönerek bana baktı. Muhtemelen arasından gelip gelmediğimi merak ediyordu. Gelmediğimi görünce sırt boyunca yavaş yavaş yürüyüp ar sıra da dönerek bana bakıp gözden kayboldu. Bu olayda ayında kaçarak kurtulmanın mümkün olmadığını öğrenmiştim.
İkinci karşılaşmam bir gece vakti Erzurum’un ispir ilçesinin Sırakonaklar köyünde olmuştu. Fenerimin pil bittiği için karanlıkta ilerliyordum. Yüksek rakımlı bir yayladan köye dönüyordum. Ay olduğu için patikayı görebiliyordum. Köye yaklaşınca biraz ilerimdeki kiraz bahçesinin içinde biri çok iri biri de oldukça küçük iki siluet gördüm. Önce göz yanılmasından kaynaklandığını sandım. Orada birçok kaya vardı. Biraz daha ilerleyince siluetlerin hareket ettiğini gördüm. Biri büyük biri de yavru iki ayı vardı bahçede. Köy muhtarının dediği geldi aklıma: “Ayı görürsen sakın kaçma, bağırma ve işine devam et. Görmemiş gibi davran” . Ben de öyle yaptım bir şe yokmuş biri bahçe duvarının yanındaki patikadan aşağı doğru inmeye başladım. Yaklaştığım görünce yavrusunun elinde tutarak bir kayanın arkasına doğru gitti ve gözden kayboldu. Ben hiç istifimi bozmadan yavaş ve sakin bir şekilde bahçeyi geçtim. 15- 20 metre ileride bir kaya vardı. Kayanın arkasında dolanarak üzerine çıktım ve bahçeyi gözetlemeye başladım. Kısa bir süre sonra önde yavrusu arkada annesi geri döndüler ve ağaca giderek kiraz yemeye devam ettiler. Köyün muhtarı bahçenin kenarındaki birkaç kiraz ağacına hiç dokunmadıklarını ve onları ayılara bıraktıklarını anlatmıştı. Ayıla da sadece kendilerini olan kiraz ağaçlarından yiyor diğer ağaçlara dokunmuyorlarmış. Muhtar “ Burası onların yaşam alanlar ve asla insanla sorun yaşamak istemezler. Biz onların haklını vererek en azından aç kalmaların önlüyoruz. Onlar da duydukları için bahçelerimize girmiyor, ballarımıza saldırmıyor” demişti. Yaklaşık 10 dakika kadar korkmama rağmen bu muhteşem hayvan ile yavrusunun kiraz ağacından kiraz yemesini izlemiştim. Müthiş bir andı.
Üçüncü yakın karşılaşmam 2004 yılının Temmuz ayında Artvin’in Yusufeli ilçesinin Barhal köyünün Kelansev mahallesi civarında oldu. Üç kişi pikapla yolculuk ediyorduk. Fotoğraf çekmek için durduk. Fotoğraf çekerken biraz ilerimizde bir kıpırdanma gördük. Yaklaşık 100 metre ilerimizde bir ayı ve 3 yavrusu otların arasında yürüyorlardı. Ayı bizi görünce biraz durdu, bize baktı sonra yürümeye davam etti. Muhtemelen avcı olmadığımız anlamıştı. Birkaç kare fotoğraf çektikten sonra birkaç dakika daha, anne ve yavrularını keyifle oynaya oynaya orman girmelerini izledik ve yolumuza devam ettik (Şekil 12.1)
Dördüncü karşılaşmam 2010 yılının Eylül ayında Kızılcahamam sınırları içindeki Soğuksu Milli Parkında oldu. Aslında karşılaşmak demek pek de doğru olmaz. Ayı kampımızı ziyarete geldi. Ne yazık ki bu ayıyı yavruyken Ankara’dan gelen doğaseverler ayıyı sürekli besleyerek insan alıştırmışlar. Oysa yabani bir hayvana yiyecek vermek ona yapılacak en büyük kötülüktür. Kısa bir sürede avlanmayı unutarak kendine yiyecek verecek birilerini bekler ve çoğunlukla da kışın açlıktan ölür. Ayı da her kamp gördüğünde yiyecek kokularına gelerek yiyecek isteyen bir ayı yogi olmuş. O gece birçok ateş başını ziyaret ederek hakkını aldı. Hatta bazı kampçılar ayı ile fotoğraf çektirecek kadar abartılı davrandılar. Ancak ne kadar uysal olursa olsun bir ayı sinirlendiği zaman ciddi zarar verebilir. Neyse ki bir kaza olmadan o geceyi atlattık (Şekil 12.2)
C:\Users\Yıldırım\Desktop\DSC_1947.jpg
C:\Users\Yıldırım\Desktop\DSC_1937.jpg
Şekil 12 2. Ayı ve yavruları (Y.Güngör Temmuz 2004, Barhal, Yusufeli )
C:\Users\Yıldırım\Desktop\ayı 1.jpg
Şekil 12. 3. Kızılcahamam’da kampımızı ziyarete gelen ayı (Y. Güngör)
Bunları dışında uzaktan epey bir ayı görmüşlüğüm vardır. Birçok kez de sabah uyandığımızda çadırın etrafında ayı iz izi görmüşümdür. Ancak asla en ufak bir zarar bile görmedim.

Karşılaşmayı Önleme

Grup olarak dolaşmanız ayıların sizden uzak durmasını sağlar. Gruplara yapılan ayı saldırısı yok denecek kadar azdır. Bu saldırıların neredeyse tümü gerekli önlemler alınmadığı için ayı ile karşılaşılan olaylardır. Hayvan doğal olarak kendini korumaya çalışacaktır. Bunu tekrar hatırlatmakta fayda var: Ayılar asla pusu kurarak, bekleyerek insana saldırmazlar. Kafalarında insana saldırmayla ilgili planları da yoktur. Eğer bir ayı insan saldırdıysa bunun tek nedeni hayvanın kendini koruma içgüdüsüdür.
Ayı ile karşılaşmamak için yapacağınız tek şey yürürken gürültü yapmaktır. Bu bağıra çağıra yürüyün demek değildir. Normal sesle konuşarak, bazen kahkaha atarak bazen de şarkı söyleyerek yürümek ayıları sizden uzak tutar. Özellikle iri kaya bloklarını arkasında dolanmadan şarkı söylemeniz ve yüksek sesle bağırmanız ayı ile karşılaşma riskini ortadan kaldırır. Ayı ile burun buruna gelmedikçe sorun yaşamayacağımızı unutmayalım.
Bir ayı ile aynı bölgedeyseniz asla kaçmayın ve ne yapıyorsanız ona devam edin. Aynı patikada ayı izi görürseniz patikadan çıkarak başka bir patikaya girin. Geçiş üstünlüğü her zaman onda olsun. Ayıyı gördüğünüzü belli etmeyin. Muhtemelen o daha önce uzaklaşacaktır. Ama kaçarsanız (ki ayılar çok hızlıdır ve onlardan asla kaçamazsınız) peşinize düşme olasılığı fazladır. Uzaktan da olsa göz göze gelmemeye çalışın. Çünkü ayılar bunu meydan okuma olarak algılayıp size doğru hareketlenebilirler.
Bir ayı yavrusu görürseniz oradan hemen uzaklaşın çünkü anne oralarda bir yerdedir. Bir tavuğun civcivlerini korumak için nasıl saldırganlaştığını gören çoktur. Ayının boyutunu düşünecek olursanız yavrusunu korumak için nasıl saldırganlaşacağını da hayal edebilirsiniz. Zaten dünyadaki ayı saldırılarının büyük bir çoğunluğu da yavrusu olan ayı ile yakın temas kurulması yüzündendir. Ayı yavruları ne kadar sevimliyse anneleri de o kadar saldırgandır.
Mümkün olduğu kadar ayıların bölgelerine girmemeye çalışın. Bir bölgede ayı bulunup bulunmadığını patika üzerinde göreceğiniz ağırlıkla mor renkli dışkılardan ve ters çevrilmiş taşlardan anlayabilirsiniz. Dışkının mor renkli olmasının nedeni, ayının yediği böğürtlen ve meyvelerdir. Kayaların ters çevrilmesi ise ayının aç olduğunu ve taşların altında karınca veya biraz daha büyük bir hayvan aradığının işaretidir. Yürüyüşünüz sırasında önünüzü göremediğiniz kayalık kesimlere veya dönemeçlere girmeden önce bol bol gürültü yaparak geldiğinizi haber verin. Çünkü kutup ayıları hariç hiçbir ayı saklanarak insana saldırmaz. Sesleri duyunca kaçar.
image3
image4
Şekil 12.4. Ayı ile karşılaştığımızda yapmamız gerekenler (Hynes, 2012).
Evcil hayvanlarınız ile ayı olan bölgelerde yürüyüş yapmanız mantıklı değildir. Çünkü hayvan havlayarak veya korkudan saldırarak ayı ile temas kurmanızı sağlar. Ayı sinirlendiğinde ise ne yapacağı belli olmaz.
Bazı kaynaklarda biber gazı ile korunun yazmaktadır ama ben bunu pek önermiyorum. Ayıya biber gazı sıkmakla onu avlamak arasında çok fazla bir fark yoktur. Yapacağınız tek şey ayı işle karşılamamaktır. Siz de bunu yapmaya çalışın.
Gıda artıklarını kampın çok yakına koyarsanız kampa kadar gelebilirler. Gelme amaçları saldırı değil yiyecektir. Bu nedenle artık yiyecek bırakmamaya çalışın.
Davranışlarından veya duruşundan ayının niyetini anlamak mümkündür. Çok özel durumlar dışında ayılar insanla karşılaştığı zaman geri çekilmek isterler. Eğer ayı yürüyüşünüz sırasında otluyorsa (Evet şaşırmayın ayılar otlar. Kaçkar dağlarında yaşayan ayıların büyük bir çoğunluğu bal, armut böğürtlen, yonca ve diğer bitkilerle beslenebilirler. Bir ayı aç değilse asla bir hayvana saldırmaz) ve başını kaldırıp size baktıktan sonra otlamaya devam ediyorsa siz de hiçbir şey yokmuş gibi davranın ve yolunuza devam edin. Eğer ayı iki ayak üzerine kalkmış ve size bakıyorsa bu bir saldırganlık işareti değil merak işaretidir. Ayılar akıllı hayvanlar olduğu için durumu kavramaya ve tehlikede olup olmadığını anlamaya çalışırlar.
Etkinliğe başlamadan önce yerel halktan bölgedeki ayılar hakkında bilgi alabilirsiniz. Ayılar dolaştığı için bazen en çok bulundukları bölgede hiç bulunmayabilirler bile. Bunu da en iyi yörede yaşayanlar bilir.

Saldırıyı önleme ve Karşı Koyma

Bir ayı ile karşılaştığınızda sakin olun ve asla koşmayın. Kovalamaya değer bir av olduğunuzu düşünürlerse peşinize düşebilirler. Ayılar bir insanın kaçamayacağı kadar hızlı hayvanlardır. Çığlık atmak ya da bağırmak, ayıya tehdit altında olduğu izlenimini verir ki bu durumda çok sert davranabilirler.
Mümkün olduğu kadar ayıdan uzak durmaya çalışın aynı patikada iseniz yavaş yavaş yanlara doğru çekilip yürümeniz devam ederek patikayı ayıya bırakın. Ayıdan da gözünüzü ayırmayın. Eğer dönmeyip devam etmek istiyorsanız deniş bir daire çizin, ayı ile aranızda en az 100 metre kadar bir mesafe koymaya çalışın ve dairenin en uzak köşesinden hiçbir şey yokmuş gibi yürüyün. Ayının fotoğrafını çekmeye çalışırken onun dikkatini de çekebilirsiniz. Buna çok dikkat edin. Ayı ile patikada iseniz ayı sizi görmediyse ona hissettirmeden geri geri yürüyerek ayıdan uzaklaşın.
Ancak ayı ile çok yakınsanız ve ayı siz fark ederse kaçmanın bir anlamı yoktur. Bu aşamada sonra ayı ile diyaloga girmeye çalışın. Asla bağırmayın ve çığlık atmayın. Korkmuş gibi görünmeyin. Ayının sizi rakip olarak görmesi ciddi sorun yaratabilir. Kendinizden sakin bir şekilde düşük ama kararlı bir se tonuyla olabildiğince sevecen bir şekilde cümleler söyleyin. Ne söylediğiniz hiç de önemli değildir. Önemli olan ses tonunuzdur. “Sakin ol. Sana bir zararım olmaz, sen yine işine bak ben de yoluma gideyim” gibi sözlerle ayının sakinleşmesini veya sizden korkmamasını sağlayabilirsiniz Unutmayın ayı sizi bir av olarak değil bir tehdit olarak görür. Bu nedenle onun için tehdit olmadığınızı anlarsa size saldırmaz, yoluna gider veya sizin sakince çekilmenize itiraz etmez. Bu şekilde birçok kurtulma vakası gerçekleşmiştir. Bunun tek istisnası yavrusu yanında olan bir ayı ile burun buruna gelmektir.
Ayı sizi tehdit olarak gördüğü için kendinizi iri olarak göstermeniz de yararlı bir davranıştır. Hiçbir canlı kendisi kadar iri veya kendine sorun çıkaracak kadar iri bir canlı ile kavga etmek istemez. Bu durumda ayı size yaklaşıyorsa anorağınızın fermuarını açın ve kollarınızı dalgalandırarak ayıya iri bir insan olduğunuzu ve av olmadığınızı gösterin. Bu arada sakin ve sevecen bir tonda onunla diyalog kurmaya çalışın.
Ayıya her zaman geniş bir hareket alanı bırakın. Eğer sizin bulunduğunuz noktadan kaçmak zorundaysa mutlaka kaçış yönünden çekilin. Ayı önce kaçmak ister. Asla savaşmak istemez. Ancak zor durumda kalırsa saldırır. Ona bu fırsatı vermeden kaçması için şans tanıyın.
Eğer ayı saldırıyorsa kaçmak çözüm olmadığı için mücadele edilmelidir. Bu bazen umutsuz bir yöntem de olabilir. Ancak mücadele ederek kurtulan çok fazla insan bilinmektedir. Ayı saldırgan davranıp saldırgan bir tavır sergiliyorsa bu sizin av olup olmadığınız anlamak içindir. Ayıların ilk saldırgan saldırıları genellikle blöftür ve karşısındakinin davranışlarına göre davranacaktır. Böyle bir durumda asla bağırmayın ama ayaklarınızı sert bir şekilde yere vurun, bir taş alarak bir kayaya vurun, çantanızda kamp tenceresi varsa çıkararak kaşıkla tencereye vuru (Bu çok etkili bir yöntemdir çünkü ayılar ürkütücü gürültüleri silah sesi sandıkları için kaçabilirler. ).
Söylenenin aksine siyah ayılar hariç ölü rolü yapmanın çok faydası olmamakla birlikte işe de yarayabilen bir yöntemdir. Ayı av olmadığınızı anladığında onun için önemli olan sizden ona bir zarar gelip gelmeyeceğidir. Ölü rolü yapmanız aslında onun egemenliğini de kabul etmiş olduğunuz anlamına gelir. Ölü rolü yaparken boynumuz gibi bazı yaşamsal noktaları koruyacak şekilde yatmanız daha iyi olur. Üzerinizde bir sırt çantası varsa onu ayıya doğru döndürün. Ayı uzaklaştıktan sonra asla hemen kalkmayın bir yere saklanarak sizi gözetliyor olabilir. Bu nedenle 10-15 dakika beklemenizde yarar var.
Teknoloji geliştikçe avcı olmayanlar için farklı korunma yöntemleri de ortaya çıkmaya başladı. Bunlardan biri de biber gazı sıkmaktır. Bu yöntem yaşamsal riskiler ortaya çıkınca kullanılmalıdır. Ayı size 10-20 metre uzaktaysa ve yaklaşıyorsa gazı sıkarak bir bulut oluşturun. Ayı bu kokuyu alınca geri kaçacaktır. Ancak bu işe yaramaz ise o zaman daha yakından sıkın, kaçacaktır. Ancak bu çok acımasız bir yöntemdir ve daha önce de dediğim gibi çok insancıl değildir. Ancak yaşamınız tehlikeye girdiğinde son çare olarak kullanılmalıdır.
Ayı ile mücadele ilgili 2018 yılının ortalarında sosyal medyada Sağlık Bakanlığı tarafından 2007 yılında yazıldığı iddia edilen bir kitap kaynak verilerek paylaşılan şekillerin bu kitapla hiç bir ilgisi olmadığını ifade etmek istiyorum. Ne yazık ki sosyal medyada gördüğümüz bir fotoğrafı veya şekli doğru olup olmadığını araştırmadan paylaşıyoruz. Ben söz konusu kitabı buldum ve inceledim. Kitapta böyle bir konu yok. Zaten ilk yardım kitabında böyle bir konunun olması da akla mantığa sığar bir şey değil. İnternette araştırdığım zaman bu görselin, ayılarla mücadele etmekle ilgili mizahi paylaşımlar yapan Bearmageddon isimli bir grup tarafından hazırlanmış olduğunu gördüm. Grup bu paylaşımı internette “How to use Brazilian Jiu Jitsus"Brezilya Jiu Jitsu tekniğini ayıya karşı nasıl kullanırsınız?” başlığıyla mizah bir paylaşım yapmış. Ama ne yazık amaçlarının ne olduğunu anlayamadığım birileri, sırf bir kuruma zarar vermek için bu kötü niyetli paylaşımı yapmışlar. Yüzbinlerce kişi de bunu paylaşmış. Türkiye'de paylaşılan şekiller ile orijinal şekiller şekil 12.5 te verilmiştir.
C:\Users\PC1\Desktop\AYI.jpg
https://galeri14.uludagsozluk.com/871/saglik-bakanligi-kitabinda-ayi-saldirisi-tavsiyesi_1594337.png
Şekil 12.5 Bir mizahi paylaşmın nasıl zararlı bir paylaşıma dönüştüğünün trajik-komik ve art niyetli bir örneği

Kurt

Kurtlar tehlikeli, güçlü ve yırtıcı hayvanlardır. Genellikle insanlara saldırmazlar. Ancak kurt popülasyonunun fazla olduğu bölgelerde doğadaysanız en kötü olasılığa karşı hazır olmalısınız Edebiyat insanlara saldıran onları parçalayan kurt öyküleriyle doludur. Oysa bu oran oldukça düşüktür ama yine de kurtların yırtıcı hayvan olduklarının ve insana saldırma olasılıklarının yarıdan çok daha fazla olduğunu unutmamak gereklidir.

Karşılaşmayı Önleme

Bir Kurt’un saldırısına uğradıysanız veya bir kurtla karşılaştıysanız kesinlikle kaçmayın. Hiç hesapta yokken birden onların avı konumuna düşebilirsiniz. Çünkü kısa sürede size yetişirler. Göz temasını koruyun, kendinizi daha büyük görünmeye veya ve yüksek sesle bağırmaya çalışarak Kurt’u korkutmaya çalışın ve mümkün olan en kısa zamanda güvenli bir yere gidin. Sırtınızı asla Kurt’a dönmeyin.
Kurtların görüldüğü yerlere gitmekten kaçının. Kurt sizi görmeden önce onu görürseniz sessizce uzaklaşın. Bir kurtun olduğu yerde, büyük bir olasılıkla daha fazla kurt vardır. Kurtlar bazen yalnız dolaşırlar ama avlanırken grup olarak avlanırlar.
Bir kurt size yaklaşmaya başladığınızda tıpkı size yaklaşmasını istemediğiniz bir köpeğe davrandığınız gibi davranın. Agresif olun, bağırarak yüksek ses çıkarın, Eğer size saldırmıyorsa onunla savaşmaya çalışmayın. Kurt sizin bağırmalarınızdan korkarak uzaklaşsa bile yürürken etrafınıza dikkat edin. Hiç olmadık bir yerden saldırabilir.
Derin nefes alıp sakin olmaya çalışın. Kurtlar korkunuzu hissedebilir. Panik olursanız, hayatınızı kurtarmak için mücadele etme kabiliyetinizi kaybedersiniz. Kurt saldırırsa, sopa, taş, biber gazı veya sahip olduğunuz herhangi bir silahla savuşturmaya çalışın. Kurt’a asla sırtınız dönmeyin ve başka bir kurt olma olasılığına karşı da mutlaka kolay savunulabilir bir yere sığının. Sırtınızı bir ağaca veya büyük bir kaya karşı durun. Kurtların arkanızda kalmasına asla izin vermeyin (Şekil 12.6)
Kurt'tan kurtulmayı başarırsanız, sakince ve hızlı bir şekilde ortamdan uzaklaşın. Kurt’un sizi takip edebileceğini asla unutmayın. Eğer uzaklaşamayacak kadar bitkin düştüyseniz bir ağaca, yüksek bir kayaya veya başka yüksek bir yere tırmananın. Mümkünse yakındaki bir arabanın veya binanın içine girin
Kurttan kurtulduysanız rahatlamayın. Çünkü kurtlar kolay kolay vazgeçmezler. Kurt sizin veya kampınızın yakınında saklanıp fırsat kollayabilir. Unutmamanız gereken önemli bir şey kurdun açlığı ile ilgilidir. Bir kurt eğer açsa yine saldırabilir. Kurdun aç olup olmadığını bilemeyeceğiniz için aç olduğunu düşünerek hareket etmek hayat kurtarabilir.
Eğer kalabalıksanız ve kurtların saldırısına uğramışsanız çocukları ve yaralıları grubun merkezinde tutmaya çalışın. Çünkü kurtlar her zaman zayıf ve güçsüz olanları yani yaralıları ve çocukları hedef alırlar.
Eğer kampta iseniz ve kurt tehdidi varsa bir ateş yakın. Kurtlar ateşten ve dumandan hiç hoşlanmazlar. Kampın etrafında dallar, taşlar, keskin çubuklar ve bulabildiğiniz her türlü katı nesnelerden basit bir savunma hattı oluşturun.

Yılan

Yılanlar insanoğlunun belki de en az karşılaştığı ama en çok korktuğu hayvanların başında gelir. Oysa dünya üzerinde bulunan yılanların büyük bir kısmı zararsızdır. Bir yılanını zehirli olup olmadığını kafasından ve kuyruğundan kolayca anlayabiliriz. Yılanların kafası üçgen biçimliyse ve kuyrukları kısa mesafede inceliyorsa bu yılan zehirlidir.
Yılan olabilecek yapraklarla ve uzun çimlerle kaplı yerlerden veya sazlıklardan geçerken elinizde bulunduracağınız bir sopa ile yolunuzu açabilirsiniz. Saklanmış olan bir yılan varsa görme şansınız olabilir. Yılanlar sadece kendilerini korumak için saldırırlar. Uzun bir sopa böyle bir durumda yılanı sizden uzak tutmaya yarayabilir.
C:\Users\PC1\Desktop\Kurt 2.jpg
C:\Users\PC1\AppData\Local\Microsoft\Windows\INetCache\Content.Word\Kurt4.jpg
C:\Users\PC1\Desktop\Kurt 5.jpg
C:\Users\PC1\Desktop\Kurt 3.jpg
Şekil 12.6. Kurtla karşılaşıldığında asla kaçılmamalı tam tersine mücadele edilmelidir. (Hynes, 2012)
Yılanlar kolay kolay saldırmazlar ama diğer hayvanlar gibi kendilerini korumak için saldırmak zorunda kalabilirler. Bu nedenle yılan riski olan bölgelerde sandaletle yürümek ve şort giymek tehlikelidir. Yazın bile boğazlı bot ve kalın pantolon iyi bir korunma yöntemidir.
Bir yılanla karşılaştığınızda onu öldürmeye çalışmayın. Yılanlar doğaya ve insana çok yararlı hayvanlardır. Yapılan çalışmalar yılanların azaldığı bölgelerde tarım ürünlerinde de azalma olduğunu göstermektedir.
Bir yılanı yakalamaya veya tuzağa düşürmeye çalışmayın. Yılan sokmalarının neredeyse % 80’i yılan yakalamaya veya yılanla oynamaya çalışırken olur. Saldırıya uğradığınızda hemen acil yardım çağırın. Eğer yılan ışırmışsa yapacağınız tek şey ısırılmış noktayı temiz su ve sabunla yıkamak olmalıdır. Filmlerde gördüğünüz gibi ısırılan yeri emmeye çalışmayın hiçbir yararı olmaz. Kolunuzdaki bilezik ile parmaklardaki yüzüğü çıkarın. Şişme başladığında ciddi sorunlar yaşatabilir. Yılanın nasıl göründüğünü hatırlamaya çalışın ve mümkünse yılanı tanımlayın. Bu, hastane için faydalı olacaktır
Yılan ısırdıktan sonra asla alkol kullanmayın yaraya buz basmayın. Hastaneye giderken bol bol su için.

Yaban Domuzu

Yaban domuzları sürekli avlanmalarına karşın neslini korumayı başaran bir hayvan türüdür. Bunu nedeni yavru sayılarının çok fazla olmasıdır. Yaban domuzları bir seferde ondan fazla yavru doğurabilirler. Geceleri dolaştıkları için özellikle kamp yapanların karşılaştığı hayvanlardır. Kamp yapanlar yaban domuzlarından çok ürkerler ama ben 33 yıldır bir kez bile yaban domuzları tarafından rahatsız edilmedim.
Kısaca özetlemek gerekirse yaban domuzları çok iyi koku alırlar, sürü halinde gezerler, otobur olarak bilinmelerine karşılık et de yerler. Bitki kökleri, sebze, meyve böcek ve sürüngenlere kadar geniş bir besin yelpazesi vardır. Yaşam süreleri yaklaşık olarak 10 yıl civarındadır. Yaban domuzları çamur banyolarını vücutlarını parazitlerden korumak için yaparlar.
Yetişkin bir yaban domuzu ortalama 1.5 metre uzunluğa ve 300 kilo ağırlığa kadar ulaşabilir. Sürü halinde dolaşırlar, sürü sayısı da ortalama 20 civarındadır. Sürünün tamamı ya erkek ya da dişilerden oluşur. Erkek ve dişiler sadece kasım - ocak ayları arasında bir araya gelirler. Sıcağı çok sevmezler, gündüzleri uyur geceleri gezerler ama bu gündüz vakti yaban domuzuna rastlamayacağınız anlamına gelmez.
İnsan tarafından sürekli avlandığı için en büyük düşmanı insandır denebilir. Yaban domuzlarının bulunduğu alanlardaki sular domuz dışkısı yüzünden kirlenebilir. Saldırdıklarında sivri dişleri ve çenesi sayesinde ciddi zararlar verebilirler. Ortalama hızları saate 20 kilometreye kadar çıkabilir. Yaban domuzları diğer hayvanlar gibi yaralı olduklarında çok tehlikeli ve saldırgan olurlar.

Karşılaşmayı Önleme

Yaban domuzları genellikle insanlardan uzak dururlar. Koku alma yetenekleri çok geliştiği için bir insanın kokusunu yaklaşık 2 kilometre öteden bile alabilirler. İnsan varlığını hissetlikleri anda ortamdan hızla uzaklaşırlar. Özellikle insana saldırmazlar ama kendilerini korumak zorunda oldukları zaman tüm diğer hayvanlar gibi çok saldırgan olurlar. Özellikle yanında yavruları varsa bir yaban domuzu çok saldırgan olabilir. Doğa etkinlikleri sırasında aşağıdakilere dikkat ederseniz çok fazla sorun yaşamazsınız.
Yaban domuzları gündüzleri sık çalılıkların içinde saklanır ve uyurlar. Bu tür yerlerden geçerken rota belirlerken dikkatli olun.
Bir yaban domuzu ile bir patikada karşılaştığınızda sakin bir şekilde geri dönün. Bağırıp çağırarak hayvanı kovalamaya veya peşine düşmeye çalışmayın. Kendini veya yavrularını korumak için saldırganlaşır ve sorun yaratabilir.
Saldırgan tavırlar sergiliyorsa veya saldırı pozisyonu aldıysa yapacağınız şey bir kayanın üzerine veya 3 metreden yüksek bir ağaca tırmanmak olmalıdır. Burada domuz veya domuzlar gidinceye kadar bekledikten sonra inip yolunuza devam edebilirsiniz. Domuzlar gittikten sonra saklanarak sizin inmenizi beklemezler. En güvenli ve garantili korunma şekli budur.
Henüz ne yapacağınız belirlemeden domuz size saldırmaya başladıysa ve kaçacak yeriniz yoksa domuzu size yaklaşmasın bekleyin. Yaklaştığında aniden kenara kaçarak yolunda çekilin. Domuz bu şekilde epey gider. Çünkü vücudu esnek değildir ve kolay dönüş yapamaz. Siz de bu arada yeni bir strateji geliştirme veya kaçma şansı bulursunuz.
Kaçacak durumda değilseniz size yaklaştığında sopayla kafasına vurun. Şaşırıp kaçabilir. Asla yere düşmeyin çünkü en iyi saldırı pozisyonlarını rakipleri yerdeyken yaparlar.

Köpek balıkları

İster inanın ister inanmayın, köpekbalıkları doğanın en yanlış anlaşılan yaratıklarıdır. Köpekbalıkları, yüz milyonlarca yıldır neredeyse hiç değişmeyen ölümcül yırtıcı hayvanlar olmasına rağmen, insanlara verdikleri zarar çok azdır. Yılda sadece birkaç kişi köpekbalığı saldırısı yüzünden yaşamını kaybetmektedir. İstatistiklere bakıldığında yıldırım çarpması veya boğulma olasılığı köpek balığı yüzünde ölme olasılığından çok fazladır. Ancak dikkatli ve sağduyulu davranarak bazı hususlara dikkat etiğimizde köpekbalığı saldırısı riskini en aza indirmek mümkündür.

Karşılaşmayı Önleme

Uyarı levhalarına dikkat edin ve asla aksini yapmayın. Sadece uyarı levhaları değil sahilde güvenliği sağlamakla görevli kişilerin uyarılarını da dikkate alın. Onların "yapmayın" dediği şeyleri yaparsanız başınız belaya girebilir.
Bazı durumlarda sürekli gittiğiniz bir plajın yetkili makamlar tarafından kapatıldığını görürseniz tepki göstermeyin. Bunu yapmalarını amacı sizin sahilde iyi zaman geçirmenizi engellemek değil, tam tersine yaşamınızı garantiye almaktır. Bu kararı umursamadan denize girerseniz başınıza iş açmış olursunuz.
Şafak vakti, alacakaranlık ve geceleri yüzmekten kaçının. Köpekbalıklarının çoğu bu zamanlarda avlanır ve avlanırken doğal olarak daha aktif ve agresiftirler. Ayrıca karanlıkta denizde olan bir köpek balığını göremezsiniz ama karanlık onların sizi fark etmeleri için bir engel değildir.
Aynı şekilde su bir şekilde bulanıklaştığı zaman da yüzmeyin. Tıpkı şafak vakti, alacakaranlık ve gece saatlerinde görünürlüğün olmaması sizi köpekbalığı saldırılarına karşı savunmasız bırakır.
Kıyıya yakın durun. Çok derinlere gitmeyin insanlara tehlike oluşturacak kadar büyük köpekbalıkları genellikle sahilden uzaktaki derin sularda yaşarlar.

Saldırıyı önleme ve Karşı Koyma

Asla yalnız yüzmeyin. Bu sadece köpek balıklarından korunmak için yapılan bir öneri değildir. Genel olarak uyulması istenen çok önemli bir plaj güvenliği kuralıdır. Herhangi bir yüzücü, ne kadar güçlü olursa olsun, beklenmeyen akıntılarla karşılaşırsa boğulmaya tehlikesi yaşayabilir.
Kendinizi köpekbalığı avına benzemekten kaçının. Daha önce de söylediğim gibi köpekbalıkları insanları avlamak için dolaşmazlar. Onlar kendilerine av ararlar. Bu nedenle giysileriniz ve takılarınızı ona göre seçmeniz gereklidir.
http://pad1.whstatic.com/images/thumb/c/c3/Avoid-Sharks-Step-6.jpg/aid345769-v4-900px-Avoid-Sharks-Step-6.jpg
http://pad1.whstatic.com/images/thumb/8/87/Avoid-Sharks-Step-3.jpg/aid345769-v4-900px-Avoid-Sharks-Step-3.jpg
http://pad3.whstatic.com/images/thumb/a/a2/Avoid-Sharks-Step-7.jpg/aid345769-v4-900px-Avoid-Sharks-Step-7.jpg
http://pad2.whstatic.com/images/thumb/f/f0/Avoid-Sharks-Step-8.jpg/aid345769-v4-900px-Avoid-Sharks-Step-8.jpg
Şekil 12.7. Köpekbalığına karşı alınması gereken önlemler (Hynes, 2012)
Parlak renklerin köpek balıklarını çektiği, sualtı ortamıyla büyük ölçüde kontrast oluşturmayan daha koyu renkli giysi giymenin de köpekbalığı saldırılarını önlemeye yardımcı olabileceği düşünülmektedir. Bu nedenle parlak nesneler giymeyin. Yüzmeden önce metalik, parlak, yansıtıcı veya parlayan herhangi bir mücevher, saat, zincir, gibi takıları çıkarın. Mümkünse sörf tahtalarından kaçının. Köpekbalıklarının sörf tahtalarını büyük bir balıkla karıştırdıkları düşünülmektedir.
Vücut sıvılarını köpek balıklarından uzak tutun. Köpekbalıkları çok güçlü bir koku algısına sahiptir. Bazı köpekbalıklarının, olimpik bir yüzme havuzunda belirli kimyasalların tek bir damlasının kokusunu alabilecek kadar güçlü bir koku alma yeteneği vardır. Açık bir yaranız varsa, özellikle de aktif olarak kanayan bir şey varsa, sudan uzak durun (Şekil 12.7)
Aşırı sıçramayın veya zıplamayın Avlanmakta olan köpekbalıkları, zayıf veya yaralı av ararlar. Bu nedenle bir köpekbalığı suda çılgınca sıçrayan bir insanı, yaralı bir canlıya benzetebilir.

Mücadele Etmek

Sakin olun. Köpekbalıklarının insanlara saldırma vakaları çok enderdir. Bu yüzden yüzerken bir köpekbalığı görmeniz onun size saldıracağı anlamına gelmez. Ama sakin olmaz ve panik halinde yüzmeye çalışarak dikkatini çekerseniz sorun yaşayabilirsimiz.
Önemli derinliklerde dalış yapıyorsanız ve balık avlamışsanız köpek balığı gördüğünüzde bu balıklar ona bırakın. Sizinle ilgilenmeyecektir.
Köpek balığı ani ve keskin dönüşler yapıyorsa, etrafınızda daireler çizerek dönüyorsa, ani ve düzensiz hareketler yapıyorsa sudan çıkmaya çalışırken daha hızlı hareket edin ve gerektiğinde kendinizi savunmaya hazır olun. Bu davranışlar köpek balığının size saldırmak için hazırlık yaptığını gösterir.
Bu durumda gözünüzü köpekbalığının üzerinden ayırmayın sudan çıkarken bile su sıçratmadan yüzün. Kendinizi savunmak için kullanabileceğiniz bir şey varsa elinize alın. Bu bir taş da olabilir bir şnorkel de. Eğer mümkünse köpekbalığının saldırı açılarını sınırlandırmak için sırtınızı bir resif, duvar veya başka bir nesneye dayayınız. Size saldırmaya başladığında kaçmanızın bir anlamı olmaz. Tam aksine gerektiğinde dalarak siz de ona saldırın. Bu hareket onu şaşırtabilir. Hele sizden bir darbe alırsa kaçma olasılığı da çok fazla olabilir. Bilinen aksine buruna vurmak gözlere veya solungaçlarına vurmak kadar koruyucu değildir. Ayrıca burnu ağzına çok yakın olduğu için size çok yaklaşmasına da izin vermiş olursunuz. Oysa gözler ve solungaçlar köpekbalıklarının en hassas ve ağrıya duyarlı yerleridir. Bu noktalara vurmak köpek balığını püskürtebilir (Şekil 12.8).
Mücadeleyi asla bırakmayın. Köpekbalığına size saldırmanın ona pahalıya patlayacağını gösterdiğinizde ortamdan uzaklaşır. Mücadeleyi bırakmak sadece köpek balığının işini kolaylaştırır.
Köpek balıklarıyla ister kıyıdan isterse tekneden olsun asla dalga geçmeyin ve onları küçümsemeyin.
http://pad1.whstatic.com/images/thumb/4/4e/Avoid-Sharks-Step-10.jpg/aid345769-v4-900px-Avoid-Sharks-Step-10.jpg
Image titled Avoid Sharks Step 11 http://pad1.whstatic.com/images/thumb/9/9a/Avoid-Sharks-Step-11.jpg/aid345769-v4-900px-Avoid-Sharks-Step-11.jpg
http://pad2.whstatic.com/images/thumb/c/c7/Avoid-Sharks-Step-12.jpg/aid345769-v4-900px-Avoid-Sharks-Step-12.jpg
http://pad3.whstatic.com/images/thumb/a/a6/Avoid-Sharks-Step-14.jpg/aid345769-v4-900px-Avoid-Sharks-Step-14.jpg
Şekil 12.8. Köpekbalığıyla mücadele (Hynes, 2012)

Arı

Arılar asla insan için problem olmayan canlılardır. Ancak her canlı gibi o da kendi veya yuvası tehlikeye girdiğinde saldırganlaşabilir. Arı nüfusu her geçen gün azalmaktadır. Bazı bilim insanları arı nüfusunun azalmasının dünya için büyük bir felaket olarak açıklamaktadırlar. Tek bir arının sokması sorun yaratmasa bile yüzlerce arının sokması bir insanı öldürebilir. Arı yüzünden ölenlerin sayısı köpek balığı yüzünden ölenlere oranla çok fazladır.
Bu nedenle de yine de arıların bol bulunduğu bölgelerden geçerken dikkatli olunmalıdır. Arılar doğada koloni halinde yaşarlar. Kolonileşmek, bir adet kraliçe arının çevresinde olur ve sarı renkte olan bal arıları bu şekilde kovanlarını büyütürler. Asıl amaç kraliçe arıyı korumaktır. Kraliçeye karşı çok sadık olan bu arılar herhangi bir tehditle karşılaştıklarında, toplu halde hareket ederek kovanı, dolayısıyla kraliçe arıyı korumak isterler. Üstelik bir de insanlarla karşılaşan arılar bu durumu yaşıyorsa, insanların kaçma veya kovma girişimleri, onları sinirlendirebilmektedir.
Çoğu arı çok sinirlenmedikçe sokmaz. Arılar sokma işin en son çare olarak kullanırlar. Onların bulunduğu alanlarda siz sakinseniz onlar sizden daha da sakindir. Arıların bir başka özelliği de evlerin içinde gardıropların kanarlarına, içine veya duvar içlerine yuva yapmalarıdır. Duvara yapılan yuvalar zaman içinde ciddi hasarlara yol açabilir.
Arı alerjisi önemli sorunlardan biridir ve bazı insanlar arılara alerjisi olduğunu bilmez. Tek bir arı sokması bile bu tür rahatsızlığı olanların ölmesine neden olabilir.
Arıların yoğun bulunduğu yerlerde ani hareketler yaparak onları kızdırmayın. Bir arı üstünüze konsa bile onu kovalamayın. Kendi kendine gidecektir. Ancak kovalarsanız sinirlenip saldırganlaşabilir. Bu nedenle bir veya birden fazla arı üzerinize konarsa el kol hareketi yaparak kovalamayın. Gitmelerini bekleyin. Eğer gitmiyorlarsa koşarak rüzgârın onları dağıtmasını sağlayın. Çok fazla arı tarafından rahatsız ediliyorsanız duman çıkararak arıları ortamdan uzaklaştırabilirsiniz.