Topçam İzcilik ve Spor Kulübü

Topçam İzcilik ve Spor Kulübü Teknik İzcilik Bilgileri

Yaşam Mücadelesinde Karşılaşılabilecek Sorunlar

YAŞAM MÜCADELESİNDE KARŞILAŞILABİLECEK SORUNLAR

Bir doğa sporcusunun, doğada piknik yaparken kaybolan piknikçinin veya herhangi bir nedenle başına bir olay gelen birinin karşısına hayatını zorlaştıracak birçok doğal engel çıkabilir. Bu olayların büyük bir çoğunluğu, hiç beklenmedik bir zamanda ortaya çıktığı için ister deneyimli bir doğa sporcusu, isterse bir piknikçi olsun risk ilk aşamada aynıdır. Bu riski en aza indiren şey ise bilgi, deneyim ve donanımdır. Bu üç önemli koşulun varlığı veya yokluğu doğada başına bir şey gelen birinin yaşaması sağlayabilir veya ölmesine neden olabilir. Çünkü yaşam veya ölüm arasında çok ince bir çizgi vardır. Bu ince çizginin ana nedeni ise şok yaratacak acil durumlarda insanlar tepki vermekte zorlanmaları ve bulundukları durumu hemen kavrayamamalarıdır.

Bazen durum kavrandığında iş işten geçmiş olabilmektedir. Burada önemli olan böyle bir duruma hazır olunup olunmadığıdır. Doğada meydana gelen olayların toplamına bakıldığında bu tür olaylara hazırlıklı olanların hayatta kalma şansının çok fazla olduğunu göstermektedir. Bilgi, deneyim ve donanım hazırlıklı olmanın ilk şartıdır. Bu özelliğe sahip olanlar panik olmaz, olayı soğukkanlı değerlendirir, motivasyonunu yüksek tutar bu olayla baş edecek kararlılığı gösterir. Yine de her olay için zor koşullarda hayatta kalmak çok da kolay olmayabilir. Başarı için doğada başımıza gelecek bir olay sonrasında bizi olumsuz etkileyecek parametreleri iyi tanımak başarının önemli aşamalarından biridir.

Hipotermi

Doğada zor koşullarda yaşam mücadelesi verenlerin en büyük düşmanlarının başında soğuk gelir. Hipotermi, vücudun soğuktan zarar görmesi sonucu meydana gelen donma olaydır. Daha basit olarak soğuk yüzünden vücudun bir kısmının veya tümünün zarar görmesidir. Soğuk, vücudumuzdaki kan dolaşımını olumsuz etkiler. Kan akışı azaldığı için insanın uykusu gelir. Uzuvlar donmaya başladığı için hissizlik de oluşmaya başlar ve kişi kendini emniyette sanarak bir köşede dinlenmeye çekilir. Soğuk havalarda donmaya başlayan bir insana bu aşamadan sonra kısa bir süre sonra ulaşılamaz ise yaşamını kaybedebilir.

Dehidratasyon

Vücuttaki sıvı kaybına “Dehidratasyon” denir. Doğada susuz kalan bir bünye yavaş yavaş halsizleşmeye başlar. Zor koşullarda yaşamını kurtarmaya çalışan biri susuz kaldığında nasıl su temin edeceğini bilmiyorsa büyük bir risk altındadır. Çünkü terlemeyle birlikte sadece su kaybı değil mineral kaybı da olur. Bu durum vücudun halsizleşmesine yol açar. Su kaybı yerine konulmadığı zaman ölüme yol açabilecek "Dehidratasyon" denen bir olay meydana gelir. Bu nedenle bir doğa sporcusunun su kaynaklarına nasıl ulaşacağını veya zor durumlarda nasıl su elde edeceğini mutlaka çok iyi bilmesi gerekir. Dehidratasyonun ileri aşamalarında şok ile karşılaşabiliriz. Dehidratasyonun belirtileri: kan akışının yavaşlaması, vücut ısısının artması, nabzın yükselmesi ve bitkinliktir. Doğada bu sorunları yaşanmaya başlandığında mutlaka su içilmeli, eğer hava soğuk ise sıcak sıvı alınmalıdır.

Sıvı kaybının çok olması ve buna karşılık susuzluk duygusunun azalması gibi iki önemli faktör daima göz önünde bulundurulmalıdır. Susuzluk duygusunun olup olmamasına bakılmaksızın ve zorlamak suretiyle mümkün olduğu kadar çok sıvı alınmalıdır. Alınacak sıvının miktarı; yükseklik, harcanan efor, soğuk ve rüzgâr gibi etkenlere bağlıdır. İdrarın rengi size vücuttaki su miktarı ile ilgili bilgi verecektir. İdrarın rengi koyu ise su ihtiyacınız var demektir. Sıvı alınmasında dikkat edilmesi gereken en önemli nokta ise kısa aralıklarla sıvı alınmasının gerektiğidir.

Yeterince su alınmadığı takdirde kanda pıhtılaşma olur ve kan dolaşımı yavaşlar, buna bağlı olarak daha çabuk yorulur ve daha fazla enerji sarf ederiz.

Kış faaliyetlerinde ayak ve el parmaklarında üşüme olduğunda hemen ılık bir şeyler içilmelidir. Bilinenin aksine alkol donmayı asla önlemez. Sıvı alımını aşağıdaki şekilde özetleyebiliriz:

·                  Alınan sıvı ılık, vücut ısısında olmalı

·                  Alınan sıvıda mineral olmalıdır

·                  Yeterli miktarda sıvı alınmalıdır

·                  Kısa aralıklarla az miktarda sıvı alınmalıdır

·                  Kaybedilen 1 kcal için 1cc su alınmalıdır

Kış faaliyetlerinde yükseklerde su bulunmaz. Bu durumda kar eritilerek su ihtiyacı karşılanır. Ancak kar suyu hiçbir minerali içermediği için kar suyu içerisine limon, mineral tableti, meyve tozları gibi katkı maddeleri ekleyerek bu eksiklik giderilmelidir.

Hem kış hem de yaz aylarında doğada su bulmak bazen sorun olabilir. Hatta binlerce insanın bulunduğu bir yerde bile dehidre olabilirsiniz. İnsanlar dehidre olduklarını anlamazlar. Anladıkları zaman ise hemen müdahale etmezlerse ciddi sorun yaşarlar.

Çin’de 2014 yılında ekim ayında çöle çok yakın jeoparkta dehidre olduğumu anladığımda neredeyse iş işten geçecekti. Ancak ne bir su kaynağı ne de su satan bir yer vardı. Jeoparkın içinden geçen bedava otobüslerden birine binerek bir köye gittim ve bakkalda ne olduğunu bilmediğim bir sürü şey içtim. O anda ne tatları ne de sıvının ne olduğu önemliydi içtiklerimin. Önemli olan sıvı almamdı. Kendime geldikten sonra tekrar bir otobüse binerek geri dönmüştüm. Aslında yaptığım pratik olarak bir su kaynağı bulmaktı. Bu bir çeşme de olabilirdi bir bakkal da.

Aslında geniş bir açıyla baktığımızda doğada birçok su kaynağı görebiliriz. Bunlar :

1. Nehirler

2. Göller

3. Küçük dere ve akarsular

4. Yeraltından gelen kaynak suları

5. Yağmur suları

6. Eritilmiş kar suyu

7. Su birikintiler.

8. Gözeler (Pınarlar)’dir.

Bu kaynakların yoğunluğu bulunulan enleme, coğrafi özelliklere, irtifaya, bitki örtüsüne göre farklılıklar gösterir. Bazı bölgelerde bu kaynaklara, aramaya gerek olmayacak kadar çok sık rastlanırken bazı bölgelerde uzun aramalar sonucunda bile bulunamayabilir.

O zaman şu soru akla geliyor. Suyu nerelerde ve nasıl aramalıyım?

Genel olarak su ararken dikkat edilecek hususlar şunlardır:

1. Kuşların ve memeli hayvanların hareketleri ya da izleri takip edilmeli,

2. Bitki örtüsünün, etrafındaki bitki örtüsünden yoğunluk ve renk olarak farklılık gösterdiği bölgelere (Daha yoğun ve daha koyu yeşil tonda bitkilerin olduğu yerler.) bakılmalı,

3. Eğim dolayısıyla su akışının olacağı ve suyun toplanabileceği yerlere bakılmalı,

4. Güneş görmeyen dar kaya çatlaklarında birikmesi muhtemel sulara bakılmalı

5. Kurumuş dere yatakları kazılmalı

6. Karın erimediği alanlar aranmalı

6. Bunların hiçbirinden netice alınamadığı takdirde su imbiği gibi survival metotlar uygulanmalıdır

Kışın su kaynakları genelde donmuş olur. Dağlarda kışın su bulmanın en kolay yolu kar eritmektir. Güneşli havalarda ise kayaların diplerinde kayanın sıcaklığından erimeye yüz tutmuş sulu kar bulmak daha kolaydır. Sulu kardan su yapmak toz kardan su yapmaktan çok daha kolaydır ve az ısıtma yeterli olur. Karı bir kapta ısıtmaya kalkarsanız arasındaki mikro hava boşlukları yüzünden ısı iletimi fazla olmayacağından su üretimi yavaş olacaktır. Bu sebeple karı sıkıştırıp kartopu yapmak daha iyi olur. Hatta gece su yapmak için yaptığınız kartoplarını tente altında saklayabilirsiniz.

            Yetersiz Beslenme

Doğa sporlarında beslenme sıvı alım kadar olmazsa bile çok önemlidir. Doğada zor durumda kalan biri sürekli enerji kaybeder. Kaybedilen enerjiyi geri alamayan biri ciddi yaşamsal sorunlar yaşayabilir. Doğaya hangi amaçla gidilirse gidilsin öncelikle karbonhidrat, sonra protein ve yağ içeren birçok yiyecek gereksinimleri vardır. Doğaya giden sporcuların yanlarına fazladan yiyecek almaları şarttır. Ancak birkaç günlük kaybolmalarda bu yiyecekler kısa sürede tükenir ve kişi kendi başına yiyecek bulmak için çabalamaya başlar. Eğer kişi kendi başına yiyecek bulmayı becerecek bir yeteneğe sahip değilse yaşamı risk altındadır.

Yorgunluk

Yorgunluk doğada en büyük sorun yaratan etkenlerin başında gelir. Susuzluk ve yetersiz beslenme vücudu bitkin düşürür. Zaman içinde vücut yorulmaya başlar. Kişinin adımları kontrolsüzdür ve sık sık sendeler, sonra düşmeye başlar. Ancak kişi bu sorunların yorgunluktan olduğunu çoğunlukla anlayamaz. Böyle olunca kişi da sık sık sinirlenmeye başlar. Önce kendine kızar. Eğer yalnız değilse sonra arkadaşlarına kızamaya başlar. Sadece kendini değil arkadaşlarını da riske atacak davranışlarda bulunur. Yorgunluk kısa sürede dikkatsizliğe dikkatsizlik de kazalara yol açar.

Yorgunluğu önlemek aslında çok basittir. Eğer sürekli doğaya gidiyorsanız performansınızı yeterli düzeyde tutmak için planlı ve programlı antrenman yapmanız şarttır. İkinci olarak da gideceğiniz yeri iyi planlamanız gerekir. Yola çıkmadan ne kadar yürüyeceğinizi, ne zaman ve ne sıklıkta mola vereceğinizi planlarsanız kolay kolay yorulmazsınız.

             Panik

Sadece doğada değil yaşamın her alanında panik olmamak gerekir. Panik olan kişi karar alma yeterliliğini kaybetmiştir. Bu durumda ne yapacağı ve nereye gideceği hiç belli olmaz. Panik içinde sağa sola da koşturabilir, çığlık da atabilir, üzerini de çıkarabilir. Eğer psikolojik bir sorundan kaynaklanmıyorsa paniği önlemenin en iyi yolu yapılacak pratiklerle deneyim ve deneyimi artırmaktır. Eğer başka bir psikolojik neden yoksa bir insan bir konuyu ne kadar iyi bilirse o kadar az panik olur.

 Panik Atak

Panik atak bir hastalıktır. Doğada zor durumda kalındığında ortaya çıkabildiği gibi ani bir krizle ekibin durumunu zora sokacak sorunlar da yaratabilir. Panik atağı olan biriyle doğaya gitmek ciddi sorunlar yaratabilir.

 Hayal Kırıklığı ve Yalnızlık Hissi

Belli bir süre yardım alamayan insanlar, kendilerine yardım ulaşamayacağını düşünerek hayal kırıklığına uğrarlar. Bu da doğal olarak kişinin kendin doğada yalnız hissetmesine neden olabilir.

Çaresizlik

Umutların iyice tükendiği anda başlar. Artık kendisine yardım gelmeyeceğini düşünen kişi çaresiz kaldığını düşünür ve mücadeleyi bırakabilir.